Aslolan halkın vicdanındaki dokunulmazlıktır!
Fotoğraf: Envato
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, HDP Eş Başkanları Demirtaş ve Yüksekdağ’ın dokunulmazlıklarının kaldırılmasını istemesi, AKP’de kafaları karıştırdı!
Çünkü AKP propagandası yıllardır, 1994’te HEP Milletvekilleri Leyla Zana, Orhan Doğan ve Hatip Dicle’nin Meclisten derdest edilip gözaltına alınmalarının fotoğrafında sembolleşen baskı günlerini geride bırakmakla öğündü. Ne zaman Kürt güçleri cenahından hak talepleri öne çıksa; “Daha ne istiyorsunuz; bakın Mecliste vekilleriniz var, artık partileriniz kapatılmıyor. Her istediğinizi konuşuyorsunuz. Bir de 1990’lara bakın!” diyerek, her marifetini aklıyordu. Binlerce kişinin yıllarca cezaevlerinde tutulduğu KCK tutuklamaları ve “yargılamaları” sırasında da AKP propagandası hep bu iddiasına yaslandı.
HDP VE EŞ BAŞKANLARINA KARALAMA KAMPANYASI
Ancak 7 Haziran seçimi öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Kürt sorunu yok. Dolmabahçe Mutabakatı yok. Çözüm süreci de yok” diyerek, görüşme masasını tekmelemesinden beri Kürt sorununun çözümünde girilen “askerle çözüm” yolunda bugün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde yeni kulvara sürüklendi. Cumhurbaşkanı ve onu bir adım gerisinden izleyen Başbakan, AKP propagandası; HDP, onun eş başkanları ve milletvekillerine karşı; bölücülükten “terör örgütü yandaşlığı”na kadar çeşitli suçlamalarla, bir kampanya sürdürüyorlar.
Bu kampanya, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın HDP’nin iki Eş Başkanı Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın “dokunulmazlıklarının kaldırılması” gerektiğini söylemesinden sonra artık yeni bir aşamaya geçmiştir. Artık AKP propagandası “Bakın artık herkes her fikri savunuyor”dan şimdi, “Milli ve yerli olmayan fikirlerin savunulmasının yasak olduğu bir döneme” geçildiği anlaşılmaktadır. Ki, onun için “Yeni bir anayasa tartışmasına başlarken Meclisteki 59 HDP’li milletvekili ve onlara oy veren altı milyon kişi dikkate alınmamaktadır.
Son aylarda AKP propagandasının en tipik özelliği, ne toplantısına gitmiş olurlarsa olsunlar, ne amaçla kürsüye çıkmış olurlarsa olsunlar; sözlerini HDP’yi, eş başkanlarını ve yerine göre de vekillerini ağızlarına gelen her suçla suçlayarak, ellerindeki her karayı çalarak tamamlamaktadır. Bu karalama, yalan ve iftira kampanyası şimdi; bir yandan HDP’nin kapatılması için savcıların harekete geçirilmesi öte yandan da öncelikle HDP eş başkanlarının, sonra da “mimlenme” sırasına göre vekillerin “dokunulmazlıklarının” peyderpey kaldırılması tehdidi ile sürdürülme aşamasına gelmiştir.
‘ERDOĞAN DEMOKRASİSİ’ BÖYLE İŞLİYOR!
Erdoğan önderliğinde sürdürülen kampanyaya; “Eş başkanların dokunulmazlıklarının kaldırılması” için Cumhurbaşkanının açıkça çağrı yaptığı aşamaya gelmesine karşın AKP saflarında henüz bu konuda tam bir birlik sağlanamadığı da görülmektedir.
Nitekim AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik; tıpkı Cumhurbaşkanı gibi, “Parti kapatmalara karşıyız. Ama teröre destek verenler de bu desteklerinin bedelini ödemelidir” diyerek, HDP eş başkanlarının dokunulmazlıklarının kaldırılması için harekete geçilmesinden yana olduklarını ilan etmiştir.
Ama Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, henüz Erdoğan çizgisinde görünmüyor!
“Parti kapatmalarının Türkiye’nin siyasetine en ufak katkı sağlamadığını geçmiş dönemdeki uygulamalardan gördük. Milletvekillerinin dokunulmazlıkların kaldırılmasının da sonuç alıcı mahiyette olmadığını gördük. Prensip itibariyle parti kapatmalara da milletvekillerinin milletvekilliklerinin düşürülmesine de karşı olduğumuzu her platformda dile getiriyoruz” diyen Kurtulmuş, elbette bir yandan öğütçü bir üslupla HDP’ye “ayar vermek”, öte yandan da “Olmazsa... ha!” diyerek de aba altından sopa göstermeyi ihmal etmiyor.
Bu “farklılığı” abartan liberal yazarlar ve kimi politika analizcileri, Hükümetin Erdoğan’dan farklı bir çizgi izleyeceğini uman bir propagandaya yöneldiler. Ancak şu da bir gerçek ki, bu “iyi polis-kötü polis” oyunu değilse bile; AKP’de sıkça gördüğümüz bir durumdur.
Erdoğan “aklına geleni”, ya da “aklına gelmiş gibi görüneni” ortaya atar, AKP’de her kafadan ayrı ses çıkar, “istişare”ydi, istihareydi”, “istismardı”,...derken bir süre sonra Erdoğan’ın o ilk söylediğinde “görüş birliği” sağlanmış olur.
Bu, “Erdoğan demokrasisi”dir; klasikleşmiş “AKP yöntemidir” ve 13 yıllık AKP iktidarı boyunca da hep böyle olmuştur. Dolayısıyla, AKP’den Erdoğan’dan farklı bir politika geliştireceğini beklemek, Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş’un söylediklerini, Cumhurbaşkanının söylediklerine alternatif gibi görmek ve göstermek aşırı saflık olur.
HDP VE CHP: TÜM VEKİLLERİN DOKUNULMAZLIĞI KALDIRILSIN!
HDP Eş Başkanları Demirtaş ve Yüksekdağ başta olmak üzere HDP’li vekiller, dokunulmazlıklarının kaldırılmasına itiraz etmiyorlar. “Hodri meydan! Bizim dokunulmazlıklarımız kaldırılsın. Ama tüm vekillerin kürsü donulmazlığı dışında dokunulmazlıkları kaldırılsın!” demektedirler.
CHP de HDP gibi, “Tüm vekillerin kürsü dokunulmazlığı dışındaki dokunulmazlıklarının kaldırılmasını” istiyor.
Her ne kadar AKP ve MHP’nin oyları, HDP eş başkanlarının ve vekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması için yeterli olsa da şu da bir gerçek ki oyların yeterli olması “Dokunulmazlıkların kaldırılmasına yetmeyebilir, dokunulmazlıkların kaldırılması için kamu vicdanında da kabul görmesi gerekir. Bir noktadan sonra asıl olan da bir grup milletvekilinin nasıl oy kullanacağından öte, halkın bu eylemi meşru görüp görmeyeceğidir.
EN GENİŞ HALK KESİMLERİNİN MÜCADELEYE ÇEKİLMESİ
Ki, Türkiye’nin demokrasi güçlerinin, ilerici demokrat çevrelerinin, aydınlarının, demokratlarının bugün yapması gereken de; Erdoğan önderliğinde yürütülen “Dokunulmazlıkların kaldırılması” girişimini, kimin ne amaçla gündeme getirdiği ve dahası böyle Mecliste oy çokluğu ile yapılacak bir dokunulmazlık kaldırmanın faturasının ne olacağının halka doğru bir biçimde anlatılmasıdır. Bu amaçla bütün imkanları kullanmak, bugün günün en acil görevlerinin başındadır.
Çünkü aslolan halkın vicdanındaki dokunulmazlıktır, halkın o vekillerin şahsında kendi taleplerini, kendi hayallerini görmesidir. Bu da ancak gerçekleri doğru biçimde ve açıkça ortaya koyarak yapılabilir.
Öte yandan HDP, eş başkanlarının dokunulmazlıklarının kaldırılması ve dokunulmazlığın HDP’li vekiller için bir Demokles Kılıcı gibi kullanılmasına karşı Van ve Batman’dan başlayarak mitingler, toplantılar...gibi çeşitli etkinlikler düzenleme kararı aldığını açıkladı.
Elbette olup biteni, arkasındakileri, olayların birbiriyle ilişkisini açıklamaya, çeşitli yorumlar yapmaya devam edeceğiz. Ama bu açıklamalar bir mücadele ile, çeşitli etkinlikler ve daha geniş halk kesimlerinin mücadeleye çekilmesini amaçlayan planlı çabalarla birleştiği ölçüde anlamlı olacaktır.
- Tartışmalar "Sadece Türkiye’nin Kürt sorununun demokratik çözümü" kapsamını aşıyor 05 Ocak 2025 04:58
- 2025'in emek, barış ve özgürlük yılı olması dileği ile... 31 Aralık 2024 06:59
- Ülkemiz işçi emekçileri 2025'i emek yılı yapacak güce ve deneyime sahiptir! 28 Aralık 2024 06:16
- Asgari ücretli işçinin grev hakkıyla da donatılmış yeni bir mekanizma talebiyle mücadeleye! 24 Aralık 2024 16:44
- Son iki haftada oluşan Suriye haritası neyi gösteriyor? 12 Aralık 2024 04:45
- Asgari ücret miktarı, AÜTK'ye bırakılamayacak kadar ciddi ve önemli taleptir! 08 Aralık 2024 04:44
- Suriye'de çıkar peşindeki herkes operasyonun içinde ama kimse rolünü kabul etmiyor 05 Aralık 2024 06:45
- Eğer ‘Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz’se... 01 Aralık 2024 04:54
- İşçilerin özelleştirmeye karşı cepheden ‘hayır’ demekten başka bir seçeneği yok! 27 Kasım 2024 06:55
- Tek adam yönetiminin ülkeyi nereye getirdiğinin bir haftaya sığan fotoğrafıdır! 24 Kasım 2024 04:47
- Bakan Tekin ve arkasındakiler laikliğe cepheden savaş açan bir konumdadır! 21 Kasım 2024 04:52
- İktidar 'iç cepheyi güçlendirmek' istiyor, emek ve demokrasi güçleri ise 'birleşik mücadele' diyor 17 Kasım 2024 04:44